Sayfalar

19 Kasım 2011 Cumartesi

Mavi Orman - Defne Suman

Mavi Orman bir yoga öğrencisi ve öğretmeni olan Defne Suman’ın “günlük” tarzı yazılmış yazılarından oluşuyor. Hava, Su, Toprak, Ateş ve Boşluk adını verdiği bölümlerinde; yogaya nasıl başladığını, yogalı bir hayat tarzını, ailesini, sevgililerini, arkadaşlarını, İstanbul-Portland arasında gidiş gelişlerini çok sade, anlaşılır ve akıcı bir dille anlatıyor.

Benim gibi bir dönem yoga öğrenmeye çalışmış bir insansanız, yoganın bir insan tarafından nasıl bu kadar güzel içselleştirildiğini okudukça hafif bir kıskançlık hissedebilirsiniz. Ben hissettim.

Kitapta yoganın sıkıntılı durumlarda zarafeti elden bırakmama sanatı olduğunu yazmış, Defne Suman. Kesinlikle katıldığım bir tarif. Yoga yapmanın insanı kibarlaştırdığı, alçak gönüllü olmayı öğrettiği ve etrafta olan bitene karşı farkındalık yarattığı bir gerçek. Yazarın da dediği gibi; “Yoga öğretilerinin özünde şu fikir var: Yoga içinde bulunduğumuz anda olup bitenle kurduğumuz samimiyettir ve yaşadığımız an, elimizdeki tek gerçekliktir.”

Yoga, ayrıca insanların dışa dönük yaşamasının sağlıklı bir yaşam için ne kadar gerekliyse, zaman zaman içimize dönmenin, yalnız kalmanın, telefonu evde bırakıp bir günümüzü kendimizle geçirmenin de bir o kadar gereklilik olduğunu savunan bir felsefe.

“Yoganızda ne kadar ilerlemiş olursanız olun, ilişkilerde hep başlangıç seviyesindesinizdir. Çünkü her gerçek ilişki kendi egonuzu, beklentilerinizi, korkularınızı bir yana bırakıp diğerine çıplak gözle bakmanızı gerektirir.”

Ayrıca, yine sevdiğim bir tespit de, kâinatın tek gerçeği olan değişim ve dönüşümü kabul etmek gerektiğiyle ilgili. Yoga ve tasavvuf gibi mistik-felsefi akımlar bu gerçeği nasıl içselleştireceğimizi, bu gerçeğe nasıl kendimizi bırakacağımızı öğretiyorlar. Modern insanın artık evi olarak gördüğü toprağı, doğduğu değil yaptığı işe ne kadar değer verildiğiyle ölçtüğünü, ne mesleğine sahip olduğuyla değil de yaptığı işi ne kadar iyi yaptığıyla ilgilenen insanlarla birlikte olmaktan yana seçim yaptığı tespiti de şahaneydi.

Mutluluklarımızı başkalarının mutlulukları ya da mutsuzlukları üzerine inşa ederken, yeniçağ hastalığımız olan “mutsuzluk hastalığına” da değinmiş yazar. Kendi seçimlerinden sorumlu olan bir bireyin mutluluğunu sağlamanın 2. tekil kişiler olarak bizim görevimiz olmadığını, bir insanın mutluluğunu sağlamanın diğerinin kapasitesinin ötesinde bir şey olduğunu yazmış. Etrafımızdaki insanların mutluluğunu paylaşabilir, onlara mutlu olmaları için katkıda bulunabiliriz ama başkaları için mutluluğu yoktan var edemeyiz diyor. Eşimiz, dostumuz, çocuğumuz mutluluğumuza katkıda bulunabilirler ama bizim için var edemezler. Her şey bizde bitiyor yani.

Birçok salon sporu yaptım ama yogadan aldığım zevki hiçbirinden almadım. Yeniden başlamalı… Defne Suman “Yoganızın işe yarayıp yaramadığını anlamak için en yakınınızdaki ilişkilerinize bakın.” diyerek bir de ipucu veriyor, ama şunu da söylüyor. “Yogayı kendimizi iyi hissetmek için değil, kendimizle yüzleşmek için yapıyoruz. Bu yüzleşme devamlı kaçtığımız hareket, davranış ve düşünce kalıplarının (gölgelerimizin) gözler önüne serilmesi ile gerçekleşiyor.”

Arka kapak;
Joan Baez, i-pod, Mevlana, hesapsız kitapsız yolculuklar, johnny Walker reklamları, Burger King, kahve falı, pop şarkıları, Tom Robbins, sevgililer, aldatma, ölüm, Orhan Pamuk ve Daihatsu otomobillerle ahenk içinde birbirine harman yoga asanaları… Bu kitabı çok seveceksiniz. Yazar da çok yakın arkadaşınız olacak.
Teoman – Sanatçı
Birazdan çok iyi bir yazarla tanışacak, güzel bir kitap okuyacaksınız. Ne mutlu size…
Şebnem İşigüzel – Yazar


Defne Suman: 1974 yılında İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. Gönüllü olarak çalışmaya gittiği Tayland’da yoga öğrenmeye başladı. Yogayı içselleştirme ve aktarma tutkusu kısa sürede eğitimine ve kariyerine yeni bir yol açtı. 2003 yılından beri dört kıtada seyahat ederek yoga öğreniyor, öğretiyor ve öz keşiflerini yazarak yaşıyor.

Mavi Orman – Defne Suman
Kuraldışı Yayınları
216 sayfa

Hemen satın almak için tık tık

Not: Bu kitabı bana öneren arkadaşım Meltem Selçuk'a özel bir teşekkürü borç bilirim efendim.








1 yorum:

  1. Bende okumuş çok da beğenmiştim bu kitabı,az bilinen güzel kitaplardan...

    YanıtlaSil