Sayfalar

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Masumiyet Müzesi – Orhan Pamuk



 “Onlar yoksulluğun, para kazanmakla unutulacak bir suç olduğunu sanacak kadar masum insanlardı.” Celal Salik, defterlerden


Roman bu sözlerle ve Orhan Pamuk’un kızı Rüya’ya hitaben başlıyor.

İlk paragrafı ise “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.” İle başlıyor ve okuyucuyu hüzünlü bir aşk hikayesinin içine çekip alıveriyor.

Bu roman sadece bir aşk hikayesi değil, eğer 70 li yıllarının çocuk ve gençlerindenseniz aynı zamanda o yıllardaki yaşam şekilleri, komşuluk, moda, siyayet, hayata bakış şekilleri hakkında da ortak bir sürü şey buluyorsunuz içinde.

Kemal ve Füsun’un kavuşamadığı ama binlerce binlerce anısı olan aşklarını hem sevecek hem çok hüzünleneceksiniz.

Orhan Pamuk’un okuyabildiğim tek romanı oldu Masumiyet Müzesi. 2008 yılında ilk çıktığında hemen koşup almış ve 3-4 günde nefes almadan okumuştum kitabı. Sonra Nevzat’ta okudu ve ikimizde kitabı kitaplığımızın en nadide köşesine koyduk.Sonra da diğer kitaplarını okumaya başladık.Zorlanıyor muyuz hala? Evet!

Geçen cumartesi yani 28 Nisan Cumartesi günü açılan “Masumiyet müzesini” bugün gezdim. Kitabından zaten çok etkilenmiştim. Çok başarılı bir kurgusu ve insanı derinden etkileyen bir konusu var. Kitabı okuyalı 4 sene oldu ve ben müzeyi gezerken sanki 4 sene önce kendi yaşamış olduğum bir hikayenin anılarını seyrettim müzede.

Müzenin girişinde romanın kahramanı Kemal’in ve Fusun’un içmiş olduğu 4213 adet sigaranın kapladığı duvarla karşılaşıyorsunuz. Kemal bu sigara izmaritlerini saklamış hem de o sigarayı içtiği andaki düşüncelerini de not alarak. Orhan Pamuk’ta bu notları kendi el yazısı ile o izmaritlerin altına tek tek yazmış.

4 katlı eski bir evden dönüştürülmüş bir müze Masumiyet Müzesi… Çok güzeldi. Çok etkileyiciydi benim için. Ama en çokta en üst kata çıkıp da 2000-2007 tarihlerinde Kemal’in yattığı ve hikayesini Orhan Pamuk’a anlattığı odayı görünce o kadar çok heyecanlandım ki. Yatağın karşısında oturmak için bir bank koymuşlar. Orda öylece oturup Kemal’i, Füsun’u ve kitaptan aklımda kalan olayları düşündüm sanırım baya uzun dakikalar… Ve tabi yatağın tam karşısında yazan yazı “herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım.” beni çok duygulandırdı. Gözlerim doldu acıklı bir Türk filmi izliyormuşum gibiydi.

“Bir adam rüyasında Cennet’e gitse ve ruhunun gerçekten Cennet’e gittiğinin işareti olsun diye ona bir çiçek verseler ve sonra adam uyandığında bir de baksa ki çiçek elinde – ee? Peki ya sonra?
                                                                                  Samuel Taylor Coleridge, Defterlerden


Bu kitabı Orhan Pamuk kitaplarını sevmeseniz de öneriyorum çünkü onlardan çok farklı. Sadece şöyle bir uyarım olacak. Kitapta Kemal’in Füsun’u aradığı yıllarla ilgili bir bölüm hayli uzun ve tekrarlardan oluşuyor ve okuyucuyu sıkabiliyor. Bence sabredin ve o bölümleri okuyun. Sonrasında aslında neden o kadar sıktığını anlayacaksınız. Kemal’in sabrını küçükte olsa yaşamış olacaksınız bence.

Orhan Pamuk müzeyi gezmek için illaki kitabı okumuş olmak gerekmediğini söylüyor. Evet o yıllarla ilgili bir sürü şeyi görmek açısından doğru ama Kemal’le Füsun’u tanımıyorsanız benim kadar etkilenmezsiniz müzeden. Benim tavsiyem mutlaka kitabı okuyup, daha sonra da müzeyi mutlaka gezmeniz. Ayrıca kitapların içinde müze girişi için bilette hazır.

 “Bazen zamanın ne kadar çok akmış olduğunu yıkılan bir binadan, küçük bir kızın çocuklu, neşeli, iri göğüslü koca bir kadın olmasından ya da gözümün çoktan alıştığı bir dükkânın kapanmasından anlar, telaşlanırdım. O günlerde Şanzelize Butik’in kapandığını görmek, bana yalnızca hatıralarımı kaybettiği için değil, bir an hayatı kaçırdığımı hissettiğim için de acı verdi.”

Arka kapak:

1975’te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun’un hikayesi; hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Ülkemizde ve dünyada milyonlarca okurun sevgi ve hayranlığını kazanmış olan, kitapları elli sekiz dile çevrilen ve her yeni romanı büyük bir merakla bütün dünyada beklenen Pamuk, okurlarına unutulmaz rüyalar gibi, akıllardan hiç çıkmayacak sarsıcı bir hikaye anlatıyor.

İletişim yayınları
592 sayfa
Kapak fotoğrafı Orhan Pamuk’un koleksiyonundan

Kitabı hemen satın almak için tık tık

Masumiyet Müzesi’nin web sayfasını görmek için tık tık

3 yorum:

  1. açık konuşmak gerekirse en son kara kitap ve kar'ı okumuştum orhan pamuktan.. kar benim için ne kadar özelse kara kitap o kadar sıkıcıydı.. kara kitaptan beri temkinli yaklaştığım orhan pamuğa beni davet eden bir yazı yazmışsınız.... çok teşekkürler paylaşımınıza...

    YanıtlaSil
  2. müzeyi görmek için sabırsızlanıyorum, paylaşımınız için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir paylaşım olmuş çok teşşekkürlerToshiba lcd olarak blogunuzu takip edeceğiz.

    YanıtlaSil